Sunday 19 June 2011

Artık eminim, buradaki miadım doldu gitmeliyim...

Belki de teşekkür etmeliyim onlara. Kendime dönmemi sağladıkları için. Aptalca komplekslerini, kaprislerini çekmek zorunda değilim artık. Hesabını verme gereği duyacağım hiçbir davranışım olmayacak bundan sonra. Takıntılarıyla ve birbirleriyle baş başa kalmayı tercih ettiler. Meğer ne iyi etmişler...

Bana kendi ruhumla iç içe girmekten başka seçenek bırakmayacaklarını düşündüler belki bilemiyorum, ama iyi ki uzaklaşmışlar benden. Keşke daha önce ben yapsaydım aynı şeyi. Boşuna katlanmışım sonu gelmek bilmeyen manevi doyum isteklerine, pohpohlanma heveslerine... Bıraktım dünya onların etrafında dönsün, ben evreni kucaklamayı tercih ediyorum. 

İnsanların ruhlarını tatmin ederken kendi onurunu koruyabilmek çok zor. İyi niyet gördükçe daha fazlasını talep etmeleri, duydukları en ufak  iğneleyici sözcükle kılıçları kuşanma hevesleri benimki gibi sabırlı bir ruhu bile yoruyor bir süre sonra. Mücadele etmekten hiç kaçınmadım şimdiye kadar, ama sorun bir fikir savaşı olunca cümleyi noktalamadan saldırıya geçen insandan hazzetmediğim kadar hazzetmiyorum hiçbir şeyden.

Etrafımda, fikir dünyası çevresinden duyduklarına göre değişebilen insanların varlığına alışkın değilim. İlk defa burada bu kadar yakınlaştım böyleleriyle. Her alanda uyguladığım seçiciliğimi burada sergileyememişim diye hayıflanıyorum kendi kendime ama artık bir manası yok. Zararın neresinden dönülse kardır diyerek avutuyorum kendimi.

Ruhları yeterli olgunluğa ulaştığında farkedecekler ki gurur sandıkları şey aslında daracık dünyalarına sıkışan kompleksleri. Bununla yüzleştiklerinde ben yakınlarında olmayacağım biliyorum, en azından bunu temenni ediyorum. Pencerelerini farklı dünyalara açma cesareti göstermedikçe duydukları her eleştiriye arabesk cümleler kurarak karşılık verecekler, yazık. Ve en çok da bu cahil cesaretlerinin ertaflarındakilere zarar verecek olması üzüyor beni. Sanırım hala, az da olsa önemsiyorum çevrelerindeki insanları.

Şimdi en çok istediğim artık buradan, bu insanların arasından temelli gitmek. Sanki bir adım atsam gerisi gelecek ama adımlarım benim kontrolümde değil ne yazık ki... Ama gitmek ve tüm bunları birer anı, tüm o insanları beni güçlendirmek için birer sınav olarak hatırlamak istiyorum. Geriye baktığımda gülümseyerek hatırlayacağım anlar, insanlar, yerler de olacak elbette. Belli bir süre her sohbetimin baş kahramanı olacaklar hatta. Yer yer özlediğim bile olacak onları. Yine de gözümün önünde birer karaltı olacaklarına dimağımda hoş birer anı olarak kalsınlar daha iyi.

Artık her şeyden daha fazla istiyorum gitmeyi. Zorluk yaşayacaksam, mutsuz olacaksam, cehalet ile savaşacaksam da burada olmasın bundan sonra. Yaşatmaya çalıştığım fikirler, korumaya çalıştığım iyi niyetim ve sabrım onları gerçekten hak eden insanların yanında daha da güçlenecekler biliyorum.

Ama burada değil, artık eminim...





4 comments:

DOREMİ said...

harika tam bir kişisel gelişim analiz yazısı...bayıldım ve anlatımı çok net buldum..:))

Lacrymosa said...

zaman ayırıp okuduğun için teşekkür ederim :)

Ophelia said...

bazen sözcükler ve sana ait cümlecikler dudaktan dökülünce artık o söylediklerinin mahkumu olursun ya....
bazen de o mahkumiyetin altında ezilip keşke dersin...

güle güle git...

Lacrymosa said...

neyse ki şimdiye kadar söylediklerimden dolayı "keşke" demedim. ama sözleri söylediğim kişiler için "keşke" dediğim dönemler oldu, bu da o dönemlerden birini yansıtıyor olsa gerek.

gidiyorum ama gülerek değil ne yazık ki...