Wednesday 24 July 2013

Cıvık müdürüm afedersin

Bu adamlar hakkında yazmasam da olur, zaten sosyal medyada haklarında yapılmayan espri kalmadı diye düşünüyordum ama dayanamadım, kendi kişisel tarihime bir not düşmek, ileride "haklarında iki çift kelam etmemişim" dememek için bir iki şey karalayacağım.

Doğuş : "Tüm yollar önce Allah'a sonra başbakana çıkar." diyerek Tayyip Erdoğan sevgisini cümle aleme duyurmuştu geçenlerde. Yetmedi, AKP için şarkı yaptı. Yetmedi, konuk olduğu bir programda "keşke şeerat (şeriat) çıksa" dedi. Gezi direnişinde başbakana karşı ayaklananların cayır cayır yanacağını, tez vakitte biat etmelerini salık verdi vs vs vs. Siyasi görüşü AKP yönünde olabilir onun kendi bileceği iş. Ama işte "bilmek" fiili burada çok ehemmiyetli bir yer tutuyor. Zerrece bilgi sahibi olmadığı konularda yorum yaparak üç kuruşluk göz ve kulak zevkimizi bozmazsa daha bir memnun oluruz gibi sanki. Başbakan için "her devrin adamı" demiş ama bak o açıdan takdir ettim, bu tamlamanın aşağılayıcı yönü olduğunu da bilmiyor zira. Hani "bilmek" fiilinin önemine vurgu yapmıştık ya... Ayrıca Flash Tv'yle 7/24 halay çekilen kanal diyek daşşak geçeriz ya, bakın ayarın en büyüğünü kim vermiş Doğuş'a:

http://www.youtube.com/watch?v=E7J42Y9uL1k&feature=youtu.be

İsmail Türüt : Kendisiyle aynı cehalet ekseninde bir takım faşist dışında ciddiye alanı, seveni-sayanı yok. Ama yıllarca dalgaya alınmış Karadeniz şivesi ve Mehmet Ali Erbil programlarında ucuz parodilere maruz kalmış espri anlayışına sahip bir insan olarak belli bir yaştan sonra ciddiye alınmak istiyor. Yakınlık duyduğu milliyetçi kesime jest olarak Ogün Samast ve Yasin Hayal'i yücelten bestesinden sonra gücün ve paranın kaynağı AKP için de Gezi eylemcilerine yönelik derin göndermelere, metaforlara sahip alegorik bir besteyi icra etmiş kendisi. Şu linkten ulaşabilirsiniz:

http://www.youtube.com/watch?v=-hnToGstM90

Şafak Sezer: Gezi protestolarında "diktatör başbakan" sloganları eşliğinde polise karşı cansiparane barikat kuran bu "komedyen" abimiz, son iki gündür, İner misin Çıkar mısın programından beri hiç güldürmediği kadar güldürdü bizi sağolsun. Bir iftarda Tayyip Erdoğan'ı görmüş, elini öpüp protestolara katıldığı için özür dilemiş, affını rica etmiştir. Başbakan da durur mu, yapıştırmış cevabı: hüloğğğğ! Öhömm, kısa sürede bu kadar hızlı yön değiştirmesinin ardından hakkında yapılan eleştirel yorumlara da gayet kendi espri anlayışına yakışır, "novor yooo, boşbokonomo sövömöz möyöm" minvalinde cevaplar vermiştir. Şahsın resmi Twitter hesabında yazdıkları:



tipik Şafak Sezer cıvıyışı


Mustafa Ceceli : Bu adamı piyasaya ilk çıktığından beri sevmem ama benim kişisel fikrim değil burada önemli olan bittabi, bu adamın kişisel fikri. Gezi protestolarının en başından beri tavrı belliydi, ona eyvallah, ama protestolara destek veren arkadaşlarını sosyal medyada bir bir listeden çıkarması, çıkarmadan önce spamlaması, kendince övündüğü olgunluğuna yakışır bir davranış değil. Ama sosyal medyadaki dinciler tarafından evliya ilan edildi mi, edildi. Melih Gökçek, Kadir Topbaş tarafından tertip edilen konserlerde boy gösteriyor mu, gösteriyor. Demek ki amacına ulaştı, yürü be şakirdoğlan!

Okan Bayülgen: Teee Gezi protestosunun ilk zamanları çadırlarında efendigine oturan insanlara kitap okurken gerim gerim gerilen Bayülgen, sert polis müdahaleleriyle birlikte, bilahare sırra kadem basmıştı. Ara ara vatandaşın arasında eşiyle gazdan kaçarken arzı endam etti kendileri, millet cesaretinden dolayı alkışlıyor yine hindi gibi kabarıyordu bizimki. Meğer mesele tam da öyle değilmiş. Adamın yemeğini, kahvesini burnundan getirmiş bizim Gezi ergenleri. Galata'da, evinin yakınlarında eşiyle dostuyla açık havada otururlarken polisin Gezicilere müdahalesinden bu da nasibini almış. Ördek yavrusu gibi kaçışmaları ondanmış. Yoksa onun ne işi varmış o güzel havalarda macera arayan gençlerin arasında? Ona göre bu koskoca ayaklanma ergen psikolojisine indirgenecek kadar basit ve sıradanmış ve fakat tüm İstanbul'a zarar vermiş. Bu adamı yıllarca ciddiye alıp izledik, gençliğimizde programı için uykumuzdan vazgeçtik lakin zararın neresinden dönülse kâr, o şimdiden sonra bizsiz devam etsin, konuk ettiği insanları itin g..tüne sokmaya, telefonla programa bağlanıp "ay okaaağğğğn" diye konuşan üniversite öğrencilerini azarlamaya. Bundan sonra programlarını da şakirtlere göre yapıversin artık. Tek bir videoyla halkın çocuğu değil, gerçekten "televizyon" çocuğu olduğunu kanıtladı. İlgili video için linke buyrun:

http://www.milliyet.tv/video-izle/Bayulgen-den-carpici-aciklamalar-NtUKK4ynYHhm.html


Sözün özü canlar, yukarıda oluşturduğum listenin geneline bakarsanız Okan Bayülgen'i grubun bir nebze dışında tutabilme şansımız olsa da hepsi halkın herhangi bir şekilde zaten ciddiye almadığı adamlar. Halkın ciddiye almadıkları başbakana yanaşıyor, varın AKP'nin halini siz düşünün. Hatta, şimdi onlar düşünsün!


No comments: