Sunday 7 October 2012

Bir takım prototip algılarımız

Bazı insanların, diğer insanları tanımlarken yaptıkları benzetmelere şaşırıp kalıyorum. Ben neden bu kadar yaratıcı olamıyorum diye hayıflanıyorum kendi kendime. Sahi ben neden bu kadar düz bir insanım, neden yaratıcı değilim lan!

Lisedeyken Banu'nun insanların dış görünüşlerine ilişkin benzetmelerini dinler eğlenirdim. Üniversiteye gelince Sibel ve Arzu'nun benzetmelerine "mavi ekran" tepkisi vermeye başladım. İşte o metaforlardan aklımda kalanları, yer yer örneklendirerek yazmak için buradayım bugün. Aslında neredeyse bir yıldır bu yazıyı yazmayı planlıyorum ama kısmet bugüneymiş. Here we go!

1. Muşmuş suratlılar:  Banu'ya ait bir benzetme olup Kenan-Ozan Doğulu kardeşler gibi prototiplere verilen isimdir. Bu gruba Yalın'ı, Özgün'ü de dahil edebiliriz hatta. Oyuncak ayıcık gibi muşmuş surata, kirli sakal bırakarak elde edilen tiptir (diye düşünüyorum).

Özgün

2. İçten dolgun kafalılar: Bu Sibel, Emel ve Arzu'ya ait bir benzetme. Yıllardır örneklendirirler lakin hala nasıl bir şey olduğunu kavrayabilmiş, anlamlandırabilmiş değilim. "Kafanın içten dolgun" olmasıyla ilgili bir takım imgeler geçiyor zihnimden ama verdikleri örneklere bakınca taşları bir türlü yerli yerine oturtamıyorum. Bu grubun en önemli temsilcileri Tom Cruise, Eric Bana ve Tiziano Ferro imiş. Allah aşkına bir de siz bakın, bu üç adamın kafa yapısı arasındaki "içten dolgunluk" benzerliği nasıl bir şeymiş, bana da anlatıverin. (Resimler en altta)


3. Bağırsak : Arzu ve Sibel'in"bağırsak" hatta bazen "solucan" diye tabir ettikleri bu tipi bizim sınıftan bir örnek vererek açıklamasalardı yine anlamazdım, ama artık kafamda bununla ilgili kesin bir imgelem bulunmakta, hiç kimseyi tanımasam sınıf arkadaşımı (ismini elbette ifşa etmiyciyim) tanıyorum sonuçta. Ama gözünüzde daha iyi canlandırabilin diye örneklendirmeyi ihmal etmeyeceğim. Hani Öyle Bir Geçer Zaman ki'de avukat Nedim'i canlandıran oyuncu vardı ya, Turgay Aydın, hah işte o "bağırsak tipli"ye cuk oturan bir örnek:
Turgay Aydın

4. Baldwin tip : İsminden de anlaşılacağı gibi bu tip, Hollywood'un ünlü oyuncu kardeşleri Alec, Michael ve Stephen Baldwin'le benzer özellik gösteren tiplere Sibel'in verdiği isim. Andy Garcia da bu prototipe uygun bir örnek. Hatta ben John Cusack'ı da azıcık bu tipe benzetiyorum.


Baldwinler'den iki tanesi
5. Üzüm tip : Hiç tanım yapmadan direkt söylüyorum Ferhat Göçer'dir bu canlar. Adamın "Üzüm"lü şarkısı bile var, meyveyle feci derece özdeş, özellikle siyah üzüm. Ha bir de Öyle Bir Geçer Zaman ki'de "Süleyman"ı oynayan abi var, Recep Benan Bilek, o da tam bir "üzüm"dür.


6. Yılan : Bu tip de tanımlaması yapılmadan direkt örnekle girilmesi gereken tiplerden. Hoş, tanımını yapmaya gerek de yok, gayet ismiyle müsemma, "yılan"a benzeyen insanların içerisinde bulunduğu güruhtur kısaca. Örnek istiyorsanız: Muhteşem Yüzyıl'daki Mahidevran, yani nam-ı diğer Peyker Aşk-ı Memnu'dan. Oyuncunun esas adı: Nur Fettahoğlu merak edenler için. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki, Sibel'in de,  saçlarını yanlışlıkla kopkoyu kahverengiye boyadığında tam bir "yılan" tipli olmuşluğu var.

Nur Fettahoğlu

7. Anime tip : Japon animelerinden fırlamış gibi görünen tipler vardır ya, işte onlara bu ismi vermeyi uygun gördük. Onlardan biri de benmişim, öyle iddia ediyorlar. Haksız da sayılmazlar, perçemlerimi kaşlarımla aynı hizada, dümdüz kestirdiğimde, animelerdeki mini etekli, ecirik vicirik diye konuşan liseli kızlara benziyorum. (Davranış olarak değil elbette)

Aha bu da ben

Aslında elimde, görünüşlerine göre tuhaf şekilde isimlendirilmiş pek çok tip var. Lakin bunları uyduranlar (Sibel, Arzu, Banu vs.) bu arketipleri henüz somut bir şekilde örneklendiremedikleri için yalnıca yukarıda okuduklarınızla yetinmek zorundasınız!

Bak hele bak, "zorundasınız" da ne demekse...

İçten dolgun kafalılar:

                                                                                      




2 comments:

jewel said...

çogeğlenceli ya. hepsini anlamasam da içten dolguluyu anladım.

bi de bu mevzu bana, üniversitede her kantinde oturuşumuzda en yakın arkadaşıma pis pis bakan yassı kafalı bi çocuğu hatırlattı. "şu masada oturan ufo kafalı var ya, işte o" demiştim bi kez, başka bi arkadaşa gösterirken. sonra çocuğun adını hiç öğrenemedik, zaten artık bi adı vardı. ufo kafalı.
12 yıl önce family guys olsaydı, stewie griffin derdik tabi ama, işte.. geç doğmuşuz accık.

Lacrymosa said...

"ufo kafalı" da iyi olabilirmiş. benim de "patates" benzetmem var, ama kendime ait olanları yazmamayı tercih ettim.