Sunday, 23 June 2013

Bazı bilimsel kuram ve kanunların canlı örneğiyim (1)

Bazı fizik yasaları ve düşünsel kuramlar insan yaşantısını derinden etkileyecek derecede hayatın içerisinde bulunmuyorlar mı sizce de?

Hani, bazı bilimsel yasa ve teorileri geliştiren adamlar, onları kanıtlayabilmek için bir ömür tüketiyorlar ve biz sıradan insanlar onlardan bir halt anlamadığımız gibi bir de yarım aklımızla dalga geçiyoruz ya; işte onlar, o yasa ve teoriler hayatın bir parçası aslında ve bir çoğuna günlük yaşantımızda rastlayabiliyoruz. Bizim tek sorunumuz evrende olan bitene farklı açılardan bakmayı akıl edememek ve her şeyi olduğu gibi, ya da bize söylendiği gibi kabul etmek.

Kuram ve yasaların, hayatın bir parçası olması mevzuuna dönersek, benim dikkatimi, aklımın erdiği bazı bilimsel, düşünsel, algısal zımbırtıların hayatımda ne kadar çok yer ettiği çeker ara sıra. Bir de o teoriyi ortaya atan adamın yedi ceddine söver, o kanunu gün yüzüne çıkarıp bizi aydınlatana beddualar bile ederim, ne haddimeyse. Kısaca bahsedeyim o "zımbırtılar"dan da kafamızda somut örnekler belirsin en iyisi.

Murphy Kanunları: Bir teoriye "kanun" diyebilmemiz için kanıtlanmış olması gerekiyor değil mi? Bu Edward Murphy abimiz, İkinci Dünya Savaşı zamanları ve sonrası ABD'nin içerisine düştüğü "Büyük Buhran" döneminde deneysel çalışmalar yapan bir mühendismiş. Ve U.S Air Force roket nakliye testlerinde bulunduğu dönemlerde, yapılan deneyleri gözlemleyerek şu sonuca ulaşmış, "Eğer bir işi halletmek için birden fazla olasılık varsa ve bu olasılıklardan biri istenmeyen sonuçlar ya da bir felaket doğuracaksa kesinlikle bu olasılık gerçekleşecektir." yani kısacası, "ters gidebilme olasılığı olan her şey ters gidecektir". Adam, tamamen karamsar iç dünyasının bir yansıması olan bu teoriyi kanunlaştırmış, bunu da "olasılık" bilimi üzerine temellendirmiş. Eğer ortada hataları sıfıra indirecek sağlam bir organizasyon yoksa, karmaşa olasılığı daha yüksektir. Basitçe; kaos, düzenden daha olasıdır.

Bu kanuna dayanarak kendi hayatımdan bir takım örnekler vermek isterim, aralara bir kaç doz Sibel de serpiştirebilirim haberiniz olsun.

-Sibel ve ben, trafikte ne zaman şerit değiştirsek, o şerit tıkanır.
-Sıra bana geldiğinde bankamatik devre dışı kalır.
-Yanıma şemsiye almamaya karar verdiğim gün yağmur yağar.
-Ne zaman dolmuşa binmeye niyetlensem, onu kıl payı kaçırırım.
-Ne zaman çok mutlu olsam hemen ardından mutlaka bir hayal kırıklığı gelir.

Murphy kanunları bir nevi, zihnin evrendeki negatif enerjiyi soğurma ve yansıtması üzerine kurulu benim anladığım kadarıyla. İnsanın aklına gelenin başına gelmesi kısaca. Ve bunca yıllık ömrümde çiğnemediğim tek yasalar zinciridir...

....

Sanırım kendime "uyarladığım" teori ve kanunları anlatmaya başka bir yazıda devam ediciyim canlar. Şimdilik siz bunu bi şey yapın...

....

Not: "memlekette bu kadar mesele varken bunun derdine mi düştün?" diye soranlarınız varsa diye söylüyorum, haklısınız!




Belediye başkanı değil o Murphy





No comments: