Sunday, 12 May 2013

Nasıl gençler eğleniyor muyuz bakalım?

Dün Reyhanlı'da meydana gelen patlamaları, günün belli bir kısmını evde herhangi bir elektronik alet çalıştırmadan geçirdiğimden, bir kaç saat gecikmeli olarak öğrendim. O saatten itibaren sahip olduğum tüm iletişim araçlarıyla medyayı takip etmeye koyuldum.

Bütün işlerimin arasında bir de medya takibi koşturmacası yaşayacak gibi bir hisse kapılmıştım ki ne göreyim, TV'de haber kanalları dışında hiçbir kanal yayın akışını kesip saldırıdan bahsetmeye tenezzül etmemiş. Haber kanalları da ezber cümleleri söyleyen, benzer kişileri canlı yayına bağlayıp duruyordu. Teknolojiye çok söver sayarım ama neyse ki internet var! Yoksa olayın vehametini gözler önüne serecek herhangi bir delil sunmuyordu önüme görsel medya.


Mesela, AKP'nin kalesi diye adlandırılan Reyhanlı'da halkın isyan içerisinde Tayyip Erdoğan'a ve partisine ettikleri hakaretleri öğrenemeyecektik sosyal medya olmasa. Reyhanlı'nın savaş alanına dönen halini, patlamaların birer kitle imha organizasyonu olduğunu belki farketmeyecektik. 

Canımı(zı) en çok sıkan da tüm kanalların cumartesi eğlencesi programlarını olduğu gibi yayınlaması, sanki memleketinde bir katliam yaşanmamış gibi, her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranmalarıydı.

Tıpkı Van depreminde olduğu gibi. TV 8'de, Okan Bayülgen dışında depreme yönelik, son dakika gelişmelerini aktarma amaçlı program yapmak için yayın akışını değiştirmeye yeltenen tek bir sunucu/kanal/yapımcı vs. yoktu 23/10/2011'de de...

Bir de üstüne ertesi gün kendi programında, akıl(!) dolu, ahlak(!) dolu, erdem(!) dolu açıklamalar yaparak ahkam kesenler vardı, "onlar çıkıp devletin askerine polisine taş atsın, sonra ilgi beklesin..." şeklinde. Halk arasında da, "oh olsun" diye sümkürenler. Çok nadirdir insanlarlığımdan tiksindiğim dönemler, bu da onlardan biriydi...

Reyhanlı'ya dönecek olursak... Görsel medyanın umursamazlığı, sosyal medyada bu kadar fazla tepki çekince, "RTÜK Reyhanlı ile ilgili haberlere yayın yasağı getirdi." açıklaması yapıldı. Sanırım sebep halkın sokağa dökülüp AKP aleyhinde sloganlar atması. Bir de en komiği nedir biliyor musunuz canlar? Hepimiz yeni bir gelişme, bir açıklama olur diye TV başına kilitlenmişken Reyhanlı oturumu yapan sınırlı sayıdaki tartışma programının tümünde, daha önce hiçbir yerde görmediğimiz, tanımadığımız adamlar, uzmanlar, akademisyenler vs. birden Özgür Suriye Ordusu'nu aklamaya soyundular. Oğlum durun lan, daha kimse ÖSO yaptı demedi! Herkes varsayımlar üzerinde tahmin yürütürken nedir sizin bu ÖSO'yu sütten çıkmış ak kaşık ilan etme yarışınız! Kimi kimden kurtarmaya çalışıyorsunuz? Sanki biz hepimiz eli silahlı katilleriz, biri çıkıp ÖSO yaptı dese karargahı basıp, örgüt elemanlarını indireceğiz. Bi sakin olun lan!

Benim aklıma ilk etapta ÖSO gelmedi, ama ne geldi biliyor musunuz? Hani bir kaç gün önce Tayyip Erdoğan, bir açıklamasında, "ABD Suriye'ye karadan girmek isterse kendisine destek veririz..." dediydi ya. Hah işte, ben daha bir şey demiyorum bu konuda.

Ayrıca, o KARUN kadar zengin, kudretli, tüm dünyayı elinde tutuyormuşcasına kibirli medya patronları var ya, onlar Survivor, Benzemez Kimse Sana, Akasya Durağı yayınlayıp eğlenceye ara vermeden devam ederken, Reyhanlı'daki halkı yalnız bırakarak hükumetin gönlünü hoş tutadursun!

Az önce Facebook'ta Belgin Hocam'ın duvarına yazdığı cümleyle, sizi de daha fazla sıkmadan Reyhanlı isyanımı burada sonlandırıyorum canlar.

"Reyhanlı tecavüze uğradıktan sonra bir de babası tarafından dayak yiyen ve sokağa atılan kız çocuğu gibi; yalnız ve kimsesiz."



Reyhanlı patlamalarıyla ilgili hafızalara en çok kazınan görüntü sanırım
resimdeki annenin yaradana isyanıdır...

.................

E Reyhanlı'daki patlamaları da bir kenara bırakalım, dün aynı saatlerde Beşiktaş'ta, BJK taraftarlarının maç öncesi "İnönü'ye veda" eğlencesini, sırf başbakan Dolmabahçe sarayındaki ofisinde olduğu için geniş güvenlik önlemleri alan polisin taraftarlara TOMAlarla ve biber gazıyla, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden saldırışını da doğru dürüst haber yapmadınız siz sayın televizyon kanalları! E ama futbolun popülaritesini hiçe saymanız kapitalist zihniyetlerinize hiç uymamış. Söz konusu başbakan ve polis ise gerisi teferruattır minvalindeki ödlek bilinçaltınızın da en kısa zamanda cezasını bulması dileklerimle.


polisin attığı biber gazına maruz kalan BJKli çocuklardan biri

No comments: